Son yıllarda hızla artan dolandırıcılık olayları, yerel halkı tedirgin ediyor. Bu kez dikkatleri üzerine çeken durum, Mersin'den Adana'ya kadar geniş bir alanda yaşanan sazan sarmalı dolandırıcılığı oldu. Dolandırıcılık şemasının tapu işlemleri üzerinden yürütüldüğü ortaya çıkarken, mağdurların sayısı ve dolandırıcıların nasıl hareket ettikleri merak konusu oldu. Olayın detayları ve yaşananlar, vatandaşları bilgilendirmek amacıyla titizlikle araştırıldı.
İlk olarak, Mersin'de sosyal medya üzerinden tanıştığı insanlara sahte tapu ve taşınmaz belgeleri sunarak dolandırıcılık yapmaya başlayan bir şebekenin varlığı belirlendi. Bu dolandırıcılar, kendilerini gayrimenkul danışmanı olarak tanıtarak birçok kişiyi tuzağa düşürdüler. Mersin'den Adana'ya kadar uzanan bu dolandırıcılık ağı, genellikle sosyal medya platformlarından buldukları potansiyel "sazanları" hedef alıyor ve onları hemen peşlerine takarak sahte sözleşmeler imzalamaya ikna ediyorlar.
Dolandırıcıların kullandığı diğer bir yöntem ise şüphelilere avantajlı mülkler sunarak onları ikna etmek. Mersin’de çok uygun fiyatlarla mülk satışı vaadiyle sahte kontratlar imzalatılıyor ve bu mülkler üzerine yapılan sahte tapu işlemleriyle dolandırıcılık yapılıyor. Adana'ya doğru yayılan bu çetenin, tapu müdürlüklerinde sahte belge düzenlemeleri yoluyla müşteri bulmaları kaygı verici bir durum oluşturuyor. Dolandırıcılar, ne yazık ki birçok insana sadece birkaç yüz lira karşılığında sahte mülk satmayı başardılar.
Dolandırıcılığa maruz kalan mağdurlar, tapuda sahte belgelerin çıktığını öğrendiklerinde büyük bir şok yaşıyorlar. Birçok kişi, hayalindeki evi alabilmek için yıllarca biriktirdiği parayı dolandırıcılara kaptırmak suretiyle hayatları boyunca unutamayacakları bir travma yaşıyor. Bazı mağdurlar, yaşadıkları mali kaybın yanı sıra psikolojik olarak da derin bir çöküş geçiriyorlar.
Bu moral bozukluğu yanında, dolandırıcıların çok sık biçimde şehir değiştirmesi ve iz bırakmadan kaybolmaları, mağdurların adalet arayışını daha da zora sokuyor. Mağdurlar, dolandırıcıları bulabilmek için Mersin ve Adana'daki emniyet birimlerine başvuruyor, fakat çoğu zaman dolandırıcıların çok iyi organize olduğu ve belirli bir süre içinde yakalanmasının zor olduğunun farkındalar.
Mersin ve Adana’daki yerel yöneticiler de durumu göz önünde bulundurarak, vatandaşların bilgilendirilmesine yönelik çeşitli kampanyalar başlatacaklarını duyurdular. Dolandırıcılık olaylarına karşı farkındalığın artırılması ve vatandaşları uyarmaya yönelik eğitim seminerleri düzenleneceği ifade edildi. Bu süreçte, hukuki yollarla mücadele etmek isteyen mağdurlara da hukuki danışmanlık hizmeti verilmesi planlanıyor.
Vatandaşların, mülk alma veya satma süreçlerinde daha dikkatli olmaları gerektiği vurgulanıyor. Dolandırıcılara karşı alınabilecek önlemler arasında, mutlaka resmi belgelerin kontrol edilmesi, sosyal medya üzerinden tanımadıkları kişilerle mali işlemlere girmemeleri ve tapu müdürlüklerinin resmi dairelerinde yapılması gereken işlemleri bizzat takip etmelerini öneriliyor. Yapılan her işlem ve imza, dikkatli bir şekilde gözden geçirilmeli, potansiyel dolandırıcılıklara karşı temkinli olunmalıdır.
Sonuç olarak, Mersin'den Adana'ya kadar yayılan bu dolandırıcılık hikayesi, yalnızca bir dolandırıcılık olayının ötesinde; aynı zamanda toplumda güvenin sarsıldığı, ekonomik kayıplar ve psikolojik travmalar yaratan bir durum olarak ortaya çıkmaktadır. Herkesin dikkatli olması ve bu tür olayların önüne geçebilmek için toplumsal bilinci artırması büyük önem arz ediyor.